5 Aralık 2016 Pazartesi

Üslubu Hariç Barkley'i Anlayabiliyorum

Charles Barkley geçtiğimiz günlerde Warriors'ı kız gibi basketbol oynadıkları için eleştirdi. Barkley'nin Warriors'ı sevmediği bilinen bir gerçek, bu açıklamayla bunu perçinlemiş oldu. Fazlasıyla eleştiri alsa da söylemek istediği şeye ben katılıyorum.

Barkley'i desteklemeden önce ifade tarzına laf etmezsem içimde kalır. 2016 yılında ABD'nin en popüler NBA şovunda zayıflığı nitelendirmek için kadın metaforunun kullanılması utanç verici. Günümüz dünyasında bu üslubu kullanmamak zerafet gösterisinden öte bir zorunluluk olmalı. Böyle bir ifade tarzı gerçekten kabul edilemez. NBA organizasyonu her yaz WNBA'in daha popüler olması için kendini yırtarken, San Antonio Spurs takımı koç ekibine Becky Hammon'ı davet etmekle kalmayıp Yaz Ligi'nde onu baş antrenör olarak görevlendirirken hala basketbol-kadın ikilisini aynı düzlemde kabul edememek acizlikten başka bir şey değil.

Açıklamaya dönecek olursak; ben Barkley'i anlayabiliyorum. 1.98 boyuyla pota altı oynayarak kariyeri boyunca ekmeğini taştan çıkarmış ve bu eforu sayesinde Hall of Fame olmayı başarmış bir oyuncunun bu kadar temastan uzak bir basketbolu sevmesi mümkün değil. Ben prime Barkley'e yetişemedim ama Duncan ve Shaq'la büyüdüm. Basketbolu güzel kılan elementlerden biri de onların oynadığı pota altı oyunuydu. Hustle diye tabir edilen itişmeye ve güce dayalı basketbol bugün çok ender görülüyor, görüldüğünde de çok özel oluyor çünkü bunu özlüyoruz. Modern basketbol masallarına hepimiz kapıldık ama Shaq'ın pota altını darmadağın ettiği bir klip görünce "Şimdi böylesi yok" demekten kendimizi alamıyoruz. Uzun oyuncuların fundamentallarına dahi dikkat etmez olduk çünkü eskisi kadar önemli değil.

Warriors'ın oynadığı basketbolun verimliliğini ve güncelliğini tartışacak değilim. Günümüz itibariyle oyuna yön verme konusunda öncü ekip onlar. Asıl soru; maç başına 140 sayı izlemek güzel ama bu kadar tek hücum silahına dayalı bir basketbolu istiyor muyuz? Reggie Miller ve Ray Allen bizler için çok özeldi, bugün Brook Lopez bu isimler kadar üçlük deniyor. Garnett'in şut menzili eşsizdi, bugün bu mesafeden atamayanı kovalayacaklar neredeyse. Nostaljinin algımı yönetmesine izin vermek istemiyorum ama oyuncuların tarzlarındaki çeşitlilik sayesinde her şeyi barındıran basketbol daha bir cazipti sanki. Herkesin belirli bir rolünün olduğu, bu rol dağılımında şutör oyuncuların şut atmakla görevli olduğu düzeni özlüyorum. All-around oyuncu özel bir kavramdı, bugün ligdeki herkesten bunu yaratmaya çalışan sistemi sevemiyorum. Bu yapay şutörlerin doluştuğu düzene öncülük eden Warriors'ı sevmeyen Barkley'i de tam olarak bu yüzden anlayabiliyorum.

2 yorum :

  1. Çok iyi yazı, tebrikler. Nostalji, daha doğrusu eskilerin yeri hep kalbimizde ayrı ve onlara toz konduramıyoruz. Yeniler, aynen teknolojinin ilerlemesi gibi daha hızlılar ve daha kolay sonuca gidiyorlar. Aradaki en büyük fark bu. Shaq, Duncan, Kobe, Garnett, Allen, Iverson ve diğerleri son temsilcilerdi

    YanıtlaSil
  2. Bu arada sitenizin sağ tarafındaki Tweetler çok büyük bir alan kaplamış sanki. Sadece bir eleştiri bu, yanlış anlamayın. Takipteyim, iyi günler.

    YanıtlaSil