24 Nisan 2015 Cuma

Clippers 1 - 1 Spurs / DPOY Kawhi

Los Angeles'ta oynanan ikinci maçı Spurs aldı ve durum 1-1'e geldi. Mutlaka kazanılması gereken bir maçtı Spurs adına çünkü 2-0 geriye düşmek mağlubiyet toleransını neredeyse sıfıra indirecekti. Uzatmada alınan galibiyetin kahramanı da Timmy'den başkası değil. Böyle performanslar sergilediğini görünce mest oluyorum. Bana basketbolu sevdiren adam, tarihin gördüğü en iyi 4 numara bu hafta 39 yaşına basacak, hala 44 dakika sahada kalıp 28 sayı 11 ribaund 4 asist yapıyor. Spurs adına sahada en çok kalan isim olan Timmy'nin son 7-8 dakikayı da 5 faulle oynadığının altını çizelim. Neredeyse aldığı her ribaund, attığı her sayı yeni bir kilometretaşını deviriyor (Dün oynanan maçta playofflardaki 5000. sayısını kaydetti.). Her maçta tarihe adını başka bir şekilde kazıyor Timmy. Bu yaşına rağmen tüm rakipler için ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. NBA TV'de Duncan'ın kariyerinde çıktığı ilk playoff maçının görüntülerini yayınlamışlar. Yıl 1998, Timmy 32 sayı 10 ribaund yapmış. Yıl 2015, 28 sayı 11 ribaund yapıyor. Arada 17 yıl var, ON YEDİ !
Seri başlamadan yazdığım yazıda Timmy'nin Blake'le eşleşeceğini belirtmiştim, oysa ki sezon içi maçlarda da Jordan'la eşleştiğini biliyordum, farkında olmadan bir yanılgıya düşmüşüm diyelim. En İyi Savunmacı ödülü oylamasında en çok oyu alan 3. isim olan DeAndre Jordan'ın savunmasında 23'te 14'le bu rakamları yaptı Timmy. Bu adamı anlatmaya kelimeler yetmiyor artık. Bir gün basketbolu bırakacak elbet, işte o günden sonra benim için basketbol 'Duncan'dan Sonrası' olarak adlandıracağım sonsuz bir periyota girecek. Çocukluğumdan beri onu izleyerek büyüdüm, yüksek lisans eğitimimi yarıladığım şu günlerde hala onun efsane performanslarına şahit oluyorum. Onun dönemine denk gelmek, yaptıklarına canlı şahit olmak bir basketbolsever için çok büyük bir şans. 

Maça dönecek olursak, yukarıda da belirttiğim gibi çok kritik bir galibiyet aldık. Maç boyu önde götürmemize rağmen son çeyrek Hack-A-Jordan'ın verimli yapılamaması ile uzatma oynamak durumunda kaldık. Jordan yine kötü attı serbest atışları ancak biz sayı bulamayınca sıkıntı oldu. Öyle hissediyorum ki önümüzdeki sezon bu Hack-A olayına bir düzenleme gelecek NBA yönetimi tarafından. Kitlelerce sevilmeyen bir olay olduğu kesin.

Oyuncu bazlı da birkaç kelime etmem gerekiyor. Ginobili'nin 22 dakika oynayıp 6 faulle atıldığı, Parker'ın 6'da 0 atıp, 1 sayı kaydedip üzerine bir de sakatlanıp çıktığı bir maçı kazandık. Bu noktada sezon içerisinde zaman zaman bizleri tereddütte bırakan ancak playofflar geldiğinde tekrardan görevini en iyi şekilde yerine getiren Patty Mills'in hakkını vermek lazım. Parker'ın 1 sayı attığı bir maçı kazanmamızda Patty'nin katkısı büyük. Parker'ın sakatlığının ciddiyeti hakkında net bir şey bulamadım. Üçüncü maçta sahada olup olmayacağı maç günü belli olacak. Umarım iyileşir ve toparlanır. Her ne kadar Patty bazı maçlar çıkıp açıkları kapatsa da, Parker'ın eksikliği uzun vadede tolere edilebilir bir durum değil. Blake Griffin ve Chris Paul çok formdalar. Eğer seriyi geçmek istiyorsak Parker'ın katkısına ihtiyacımız var.
Gelelim günün ikinci önemli gelişmesine. İki gün önce DPOY ödülünü Kawhi'ın almasını istediğini ancak Green alsa da üzülmeyeceğimi söylemiştim. Çok küçük bir farkla Kawhi'ya vermişler. Ligi takip etmeye başladığımdan bu yana bu ödülü bir Spurs oyuncusu kazanmamıştı. Yıllarca Bowen alır diye bekledik, hiç vermediler. Kawhi aldı neyse ki. Kawhi 23 yaşında olmasına rağmen kariyerine gerek bireysel gerekse takım başarısı olarak müthiş bir başlangıç yaptı. CV'si şimdiden göz kamaştırıyor diyebiliriz. 1 şampiyonluk, 1 Finaller MVP'si, 1 Yılın Savunmacısı, 1 top çalma krallığı, 1 kez En İyi 2. Savunma Beşi ve son olarak 2012 En İyi Çaylak Takımı. Tekrar hatırlatayım bu adam henüz 23 yaşında. Onun gibi bir oyuncuya sahip olmak, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder