3 Kasım 2014 Pazartesi

Notlar: Beşiktaş 0 - 2 Fenerbahçe

- Derbi şanssızlığımızı kıramadığımız bir maçı daha geride bıraktık. Skor tabelasında 0-2 yazıyor olabilir ancak sahadaki oyun anlamında iki tarafın da birbirine keskin bir üstünlüğü yoktu. Olcay Şahan'ın kırmızı kartı Beşiktaş'ı bitirdi diyebiliriz.

- 3. dakikada yenilen golde oklar maalesef yine aynı isme çevriliyor: Necip Uysal. Pozisyonda Alper Potuk'u tutamadı ve ortaya çevrilen topta Emenike'nin golü geldi. Geçtiğimiz hafta Kayseri Erciyesspor maçında da aynı bu tip adam tutamama,kaçırma vakalarını izlemiştik Beşiktaş'ın sağında. Ne yazık ki bildiğimiz ve görebildiğimiz bu zaaf, rakip tarafından kolayca değerlendirildi.

- Beşiktaş oyundan hiç düşmedi bunu belirtelim. Maçın kırılma anı Olcay'a gösterilen kırmızı kart oldu. İkinci sarı kart pozisyonu tamamen hakemin takdirine kalmış bir pozisyondu. Olcay, Emre'yi düşürdü, Emre de kart-kart diyerek hakemin üzerinde baskı kurdu akabinde ikinci sarı ve kırmızı geldi. Slaven Bilic'in de dediği gibi derbi maçında gösterilecek bir kart olduğunu düşünmüyorum. O pozisyonda Olcay'ın sarısı olmasa, sarı verebilirdi ancak sarısı olan bir oyuncuyu derbide oyundan atmak için bundan fazlası gerekir.

- Hem Gökhan Töre hem de Olcay'ın yokluğunda Beşiktaş Sosa diye bağırıyordu adeta. İkinci yarının başlamasıyla Sosa oyuna dahil oldu ancak çare olamadı. Sonradan fark yaratabilen isimlerden Mustafa da oyuna girdi ancak o da çare olmadı. 10 kişi kalmanın verdiği dezavantaj oyuncuları ekstra yordu desek yeridir. Gökhan'ın yokluğunda Kerim ilk 11'deydi. Çok efor sarf etti, kaleciden top almaya geldiği bile oldu. Biraz da tecrübesizlikten kaynaklı maç içerisinde kaybolmalar yaşadı. Fizik olarak da zayıf kalınca Fenerbahçe karşısında üretken olmasını beklemek biraz hayal oldu.

- Beşiktaş oyundan düşmedi dedik ancak Fenerbahçe'nin net pozisyonu daha fazlaydı bunu da belirtelim. Emenike'nin birebirde fena harcadığı bir pozisyon var. Topu sürmeyi beceremedi ve Tolga'ya taktı diyebiliriz. Galatasaray maçında da bunun benzeri bir pozisyonu harcamıştı.

- İlk yarıda Emenike'nin ve Caner'in arka arkaya şutlarında Tolga kurtarış yaptı ancak omzuna bir şeyler oldu. Devam edemeyeceğini düşünürken 90 dakikayı çıkardı, umarım maç sonrası ciddi bir şeyi çıkmaz. Geçenlerde Rıdvan Dilmen demişti: Tolga'nın artık maç kurtarması lazım diye. Bu maç bunu başarabilir miydi? Zor. Ama Beşiktaş bunun eksikliğini yavaş yavaş hissetmeye başladı.

- İkinci golde Motta'nın hatası büyük. Kuyt topu ayağından aldı, atağı başlattı. Ortaya açılan topta Sow affetmedi. Sow, Beşiktaş'a neredeyse her maç gol atıyor. Bu maç da boş geçmedi.

- Biraz da hakemden bahsedelim. Yüzde yüz penaltı pozisyonunu kaçırdı. Kale arkasındaki hakem ne işe yarıyor sorusu bir kez daha akıllara geldi:
- Kırmızı kart sonrası maçın hakimiyetini devamlı gösterdiği kartlarla sağlamaya çalıştı. Meireles'e neden kart verilmedi sormak lazım:
- Emre Belözoğlu, Slaven Bilic'e küfür ediyor. Slaven Bilic'in 'Neden bu kelimeyi kullandın?' cevabının üzerine 'Ne istersem söylerim, sen kimsin?' diyor. Emre, Bilic'ten sonra Beşiktaşlı yöneticilerle de tartışıyor. Hakemlere bağırıp sahada istediği rakip oyuncuya kart verdirtiyor. Ortalık karıştığına hemen arbedenin ortasında o var. İttiriyor, küfür ediyor, gazlıyor, kızıştırıyor. Futbolun da bir etiği var, Atatürk'ün 'Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim' diye bir sözü var. Emre'nin bunların hiç birinin içinde yeri yok.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder