3 Ekim 2014 Cuma

Notlar: Tottenham 1 -1 Beşiktaş

- Bu maç hakkında söylenecek bir şey varsa o da White Hart Lane'de Beşiktaş'ın futbolunun oynandığıdır. Slaven Bilic'i bir kez daha tebrik etmek lazım ki, ortaya koyduğu taktiği Tottenham'a kabullendirmeyi başardı. Beşiktaş, sahanın hakimiydi ancak beraberlikte yetinmek zorunda kaldık.

- Tottenham'ı böylesine aciz duruma düşürmek güzeldi. Topun hakimiyeti ve pozisyon zenginliği tamamen Beşiktaş'taydı. Dün de bahsettiğim klasik Premier Lig futbolundan bir gram artıları yok bugün onu gördük. Nasıl oynadığı ve oynayacağı böylesine belli olan takımlara karşı bir şey yapamamak çok üzüyordu. Bugün Bilic buna bir dur dedi. Özellikle Oğuzhan ve Mustafa değişiklikleriyle Tottenham'a sahayı dar ettik. Ah o her maç sonradan oyuna sokulan Kerim Frei'den beklediğimiz kreatif oyun açıcı katkısını da bir alabilseydik, işte o zaman kritik anlarda da işleyen bir makineye dönüşecek takım.

- Maçın kahramanı kesinlikle Hugo Lloris'tir. Beşiktaş'ın yüzde yüzlük bir sürü pozisyonunu çıkardı. Ba'nın ve Olcay'ın kaleye çok yakınken, neredeyse 3-4 metre yakınlıktan şutlarında bile inanılmaz refleks gösterdi. Takımın 1 puan almasını sağladı. İkinci yarı Tolga'nın çıkardığı net bir pozisyon var, onun dışında bir de golleri var sayabileceğimiz. Golde de Kane çok düzgün vurdu. Tıpkı Galatasaray'ın Anderlecht maçında yediği gol gibi net bir vuruştu. Ama işte takıldığım ve sinirlendiğim nokta şu ki bu İngiliz takımları yetenekleri oyuncularının arkasına sığınıp, eskaza bir boşluk bulup 88 dakika maçı önde götürebiliyorlar. Gerek 1 ay önceki Arsenal gerekse bugünkü maçta da gördük ki bu adamların elinden bu vurgun potansiyelini de alsan kazanmamak için hiç bir sebep yok.

- Ba'yla başlayalım. Kadroda Tottenham'ı ve İngiliz futbolunu en iyi tanıyan isim olarak bir çok pozisyona girdi. Daha doğrusu nazar değmesin diye dualar ettiğimiz Olcay Şahan onu bir çok pozisyona soktu diyelim. Bitiricilik anlamında yine yeniden sıkıntılar yaşadı. Ancak bu maç ona diğerleri kadar kızmıyorum çünkü Lloris her ne kadar dünya standardında bir kaleci olsa da bugün ekstra iyiydi. Ba'nın bir tane de direğe nişanladığı füzesi var, işte orada Lloris'i de izleyici konumuna getirdi ama malum Beşiktaş'ta bu anlamda şanssızlık bulutları dağılmıyor.. Tam takıma ve futbola ısınıyorken sakatlık geçiren Ba, iyileşmesi sonrasında ikinci adaptasyon sürecinin son evresinde gibi görünüyor. Sakatlık yaşamazsa ondan maksimum verim alacağımız günler uzak değil.

- Olcay Şahan'ın Ba'yı soktuğu pozisyonlar bir kenara, artık iyiden iyiye benimsediği skorer orta saha kimliği oyununun bir karakteristik özelliği haline geldi. Bir tane çok müsait pozisyonda Lloris'i geçemedi. İkinci yarıda denediği vole de inanılmazdı, kaleyi isabet etseydi eğer onu kalecinin tutma şansı yoktu. 10 numaramız, tam bir 10 numara gibi oynuyor. Son olarak bir parantez, Olcay yine oyundan çıktı. En son 90 dakika oynadığı maçı hatırlamıyorum, taktiğimiz bir parçası olarak kabullenmemiz mi gerekiyor acaba bu durumu? Neyse bugün Bilic hakkında olumsuz konuşamayız çünkü Olcay yukarıda saydığım pozisyonlar haricinde alıştığımız etkinliğinin bir tık altındaydı, yine de tekrardan nazar değmesin.

- Ramon Motta da büyük oynamaya devam ediyor. Hücum anlamında da maksimum seviyesine ulaşmış durumda, Beşiktaş'ta geçirdiği süre boyunca iyiden iyiye yorulmayan bir adama doğru evriliyor. Ayrıca çok hissettirmese de golü kovalayan bir yapısı var. Başarısız sağ bek denemelerinden sonra son bir şans daha verilen Serdar Kurtuluş, Motta'dan aşağı kalıyor belki ama yine de o bölgede en doğru alternatifimiz de o gibi görünüyor. Necip'ten sağ bek olmaz, bugünkü Serdar iyi kötü idare edecektir.

- Atiba sahaya, oyuna hükmediyor. Çok yönlü, müthiş bir adam. Ne Arsenal ne Tottenham ne de başkası, kötü oynadığı tek bir maç yok. Orta saha tamamen ona emanet. Daha önce de değerlendirmelerimde yazdığım gibi Sivok-Franco ikilisi Beşiktaş'ın sahaya sürebileceği en iyi stoper ikilisi. Ben oldukça beğeniyorum. Franco'nun Sivok'un tecrübesinden faydalanması lazım. Bugün yediğimiz golde biraz daha erken davranabilirdi.

- Sosa da ilk kez ilk 11 başladı. Onun Ba'yla uyum yakalamasının ne kadar kritik olduğunu bugün bir kez daha gördük. Üzerinde çalışması gerekiyor. Yetenekli olduğu kesin ama Ba'yla bir harmoni yakalamalarına biraz daha zaman var.

- Özet olarak Beşiktaş'ın futbolunu seyrettiğimiz bir maçı geride bıraktık. Rakamlara baktığımızda Beşiktaş'ın şut denemelerinde 18'e 7'lik bir üstünlüğü olduğunu görüyoruz. Maçtaki genel etkinlik ise bu orandan daha fazlaydı bunu da belirtmek lazım. Slaven Bilic'in taktiği ve oyuncu değişiklikleri, özellikle Oğuzhan hamlesi son anlarda iyiden iyiye hakimiyet kurmamızı sağladı. Bitiricilik anlamında sıkıntılar devam ediyor ama dediğim gibi bugün çok da kızmamak lazım. Lloris sayesinde 1 puan kazandılar. Verilen penaltı kararı yüzde yüz doğru. Böylesine üstün oynadığımız bir oyundan sonra son dakikalarda kazandığımız bu penaltı, Ercan Taner'in de söylediği gibi futbolun adaleti olsa gerek. İngiltere'den 1 puanla dönüyoruz ve buna üzülen taraf biziz. Umut vaat ediyoruz, bir Avrupa kültürü yerleştirmeye çalışıyoruz. Şanssızlığımızı kırmamız ve sağlıklı kalmamız girilen bu yolda en kritik iki unsur. Saç baş yolduk belki ama maçın üzerinde bir kaç saatin geçtiği şu dakikalarda yeniden: 'İyi ki Beşiktaşlıyım'.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder