- Uzun bir aradan sonra Fenerbahçe maçı seyrettim. Süper Kupa finalinden bu yana izlemek kısmet olmamıştı. Bugün Torku Konyaspor maçı izlenimlerimi paylaşacağım.
- Fenerbahçe bildiğimiz sisteminde oynuyor. Sistemin kilit oyuncularından Moussa Sow'un form düşüklüğü üzerine bir yazı yazmıştım geçen hafta. Yitirme eğiliminde olduğu özgüvenini geri kazanması için acilen bir gol atması gerekiyordu. Bu maç bunu başararak sezonu bugün açtığını söyleyebiliriz.
- Fenerbahçe adına konuşmamız gereken isimlerin başında Pierre Webo geliyor. 1.81'lik boyuyla mükemmel bir kafa vuruşu yeteneğine sahip. Yıllardır ligimizde bunu istisnasız her sezon göstermeyi başarıyor. Bugün de duran topta Caner'in ortasında yine çok iyi yükseldi ve golünü attı. Emenike'nin gözden düştüğü ya da gözden düşürülmeye çalışıldığı şu günlerde birinin bir adım öne çıkması gerekiyordu. Webo, güncel formuyla ilk 11'e hoşgeldi diyebiliriz artık. Attığı golde ortayı Caner'in açması da onun adına olumlu bir gelişme. Onun da tıpkı Sow gibi beklenenin altında girdiği sezonda özgüven kazanmak adına bir kıvılcıma ihtiyacı vardı.
- Volkan Demirel'in iyi bir maç çıkardığını söyleyelim. Sakatlık çekincesiyle şutlara çok atlamaya yanaşmadığı bir süredir tartışılan bir konuydu. Bugün de neredeyse her atlayışının ardından küçük sakatlıklar geçirdiğini gördük. Fiziksel anlamda çok güçlü durduğu kesin ama bu problemin önüne geçmesi lazım. Ayrıca penaltı pozisyonunda da tıpkı Süper Kupa finalinde yaptığı gibi kale kenarına gelip vakit öldürdü. İşin psikolojik boyutuna etki eden hareketler bunlar. Sarı kartı hak ediyor artık bunu bir alışkanlık haline getirmesine göz mü yumulacak?
- Penaltı demişken kararın yüzde yüz doğru olduğunun altını çizelim. Caner çok net bileğe bastı. Torku Konyaspor'lu oyuncunun üretken olacağı alan tam daralırken Caner'i tuzağa düşürdüğünü de söyleyebiliriz. Bir de kırmızı kart pozisyonu var ki uzun süre tartışılır. Bekir'in topa müdahale etmek adına ayağını fazla kaldırıp rakip oyuncunun sırtına tekmevari bir müdahale yapması sonucu verilmiş bir kart. Kırmızı kartı yan hakemin verdiği söyleniyor. Yan hakem bulunduğu açıdan pozisyon çok net bir tekme olarak görülüyor. Cüneyt Çakır'ın Nani'yi attığı pozisyon gibi bir temas kesinlikle yoktu. Kırmızı kart bence ağır bir karar oldu. Bu kırmızı kart belki de Mete Kalkavan ve ekibinin baskı yönetimini bizlere gösterme tarzıydı.
- Biraz da Torku Konyaspor'dan bahsedelim. Kalecileri Kaya Tarakçı her iki golde de hatalı görünüyordu. Webo'nun pozisyonunda az, Sow'unkinde bir hayli fazla. Kontrol edebileceği bir topu yumruklamaya çalışınca top ellerinin üzerinden kaydı, gitti ve gol oldu. Skor 1-1'ken, ilk yarının son dakikasında 10 kişi kalan rakibe karşı ikinci yarıya çıkan takımının 50'de golü yemesi demotivasyona yol açtı.
- Bu andan sonra Torku Konyaspor adeta kendileri eksik oynuyormuş gibi baskı yedi. Birkaç umut vaat eden atakta Mehmet Güven top istediği ve kullanabileceği boş alanlarda pas alamadı. Gabriel Torje şutlarını çok yukarılara vurdu. Hleb mücadelelerde zayıf kaldı derken ikinci yarı 10 kişiyle daha etkin bir Fenerbahçe izledik. Bruno Alves'in de oyuna girmesiyle Torku Konyaspor'ün üretkenliği iyice azaldı. Kadlec'in de çizgiden çıkardığı bir top var onu da yazalım.
- İsmail Kartal'ın Diego-Selçuk Şahin değişikliği, Diego-Meireles olabilir miydi diye soruyorum kendime. Selçuk'un defansif yönünü daha güçlü gördüğü için oyuna onu aldı herhalde. Geçtiğimiz günlerde de bu takıma Selçuk gibi adamlar lazım gibi bir açıklaması vardı, bir sempati olduğu kesin. Ayrıca Bekir'in kırmızı kart yemesinin bir de şu boyutu var ki Fenerbahçe'nin ligdeki bir sonraki rakibi Galatasaray. Hücum hattından bir yabancıyı kesmeye yol açacak olsa bile Alves-Kadlec denenir mi merak ediyorum. Egemen'den yüzyıllardır haber alamıyoruz belki onu yetiştirmeye çalışırlar. Serdar Kesimal'in oynatılacağını da pek zannetmiyorum.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder