1 Eylül 2014 Pazartesi

Notlar: Türkiye 77 - 98 ABD


- İlk yarı acaba olur mu dedik ama ABD'yi yenmek için bundan fazlası gerekiyor ne yazık ki. İkinci yarı, özellikle son periyot darmadağın olduk ve maçı farklı kaybettik.

- ABD'nin diğer takımlara karşı bu ezici üstünlüğü elbette ki NBA yıldızlarının bireysel yeteneklerinden kaynaklanıyor. Bunun yanında takım olarak hızlı ve atletik olmalarını da sayabiliriz. Bu noktada rakipten yavaş ve daha az atletik olmak bu handikapları aşmanızı imkansız kılıyor. Özellikle hızlı hücumlarda, kesilen birkaç turnike haricinde, ABD'nin çok kolay sayı bulduğunu gördük.

- Kenneth Faried'ı durduramadık. Faried atletik özelliklerinin yanı sıra müthiş ribaund sezgileriyle bu noktaya gelmiş bir isim. Geçtiğimiz sezon çaylaklar maçında 40 sayı atıp rekor kırmıştı. Maçta da gördüğümüz üzere çok ekstra hücum silahları yok. Tamamen atletikliğe dayalı sayı buluyor ve bu anlamda uzunlarımız oldukça yetersiz kaldı. Faried bulduğu sayılarla ve oyunuyla takıma enerji getiren bir isim. Nuggets'ta da bunu sıkça yaptığına şahit olmuştuk. Yani bu adamın böyle olduğunu önceden de biliyorduk ama yapacak bir şey yok.

- Anthony Davis sağlıklı olduğu takdirde lig tarihine adını yazdıracak bir PF. Bugün de bizim uzunlarımıza karşı çok ekstra kaldığını gördük. O ve Faried maçın dengesini değiştiren isimler oldu. Davis, takımın tıkandığı anlarda her maç yaptığı işleri yaparak çok kolay sayı buldu. Faried-Davis ikilisinin hücumlarının yanı sıra mükemmel blokçular olduklarını da bizlere hatırlattılar. Faried, top çalmalarıyla milli takımımızın direncini kırdı.

- Derrick Rose sağlıklı görünüyor. Sağlıklı derken onu Rose yapan fiziksel üstünlüklerden sakatlık döneminde bir şey kaybetmemiş. Elbette ki uzun süredir oynamadığı için onu sık sahada göremiyoruz ama yine de önümüzdeki sezon için hazır olduğunu gözlemledik.

- James Harden gerçek bir lider olma yolunda ilerliyor. Skor anlamında inanılmaz üretken bir oyuncu olduğunu zaten biliyoruz ancak bugün bir kez daha gördük ki saha görüşü da oldukça iyi. Takımı çok iyi yönetti, farkın açılmasında onun büyük payı var.

- Stephen Curry ve Klay Thompson NBA'in en elit şutörleri arasında. Bu ikiliyi ligde ilk 5'te sayabiliriz. Şampiyonada üçlük çizgisinin NBA'dekine kıyasla potaya daha yakın olması onların işlerini kolaylaştırdı. Savunma anlamında bu silahlara yapacak çok da bir şey yoktu.

- Milli takımımızda Oğuz Savaş'ın bu canavarlara karşı koymak için oldukça çabaladığını gördük. Ancak zıplamasının çok kısıtlı olması sebebiyle kimi hücumlarda çok kolay durduruldu. 

- Ömer Aşık özellikle ilk yarı çok iyi bir savunma yaptı. ABD oyuncularının içeriye drive'ları ve uzunların post-up oyunlarında her daim bir müdahalesi vardı, çoğunun pozisyonunu bozdu ve basketi engelledi. NBA'de de bu özellikleriyle tutulduğunu biliyoruz. Faul atışlarında hala sıkıntı yaşıyor. Shaquille O'neal, Ben Wallace gibi isimlerin 20 yılda bu işe bir çözüm bulamadığını düşünürsek, Ömer'i de çok suçlamamak lazım. Yine de kendini geliştirebilir. Maçın kopma anlarında kaçırdığı atışlar farkın inceden açılmasına yol açtı.

- Cenk Akyol top kullanma cesaretini yine gösterdi. Atışlarının çoğu mantık çerçevesindeydi. Onun hep inanılmaz potansiyelli olduğunu ve beklenenin altında kaldığından bahsederiz. Kimi zaman o potansiyelden enstantaneler izletebiliyor.

- Atletik özellikleriyle var olan guardımız Sinan Güler de çabaladı ancak rakip takımın hepsi bu konuda birer marka olunca, onun için bu özellik pek işe yaramadı. Çok kritik üçlükler soktu ama uçup kaçmasına çok izin vermediler haliyle.

- Milli takımın canı sağolsun, iyi savaştılar. Direnç son periyot bir anda kırıldı ve akabinde fark geldi. Ne olursa olsun basketbol ABD'nin sporu, bu noktada rekabeti son periyota kadar taşımak da önemliydi. 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder