Dün gece oynanan maçta Cavs seride durumu 4-0'a getirerek NBA finaline çıkmayı başardı. 3-0'dan sonra inancını yitirmiş bir Atlanta vardı sahada. Cavs de maça çok hızlı başlayınca iyice demoralize oldular. Neredeyse maçın hiçbir bölümünde kafa tutamadılar. Al Horford'dan neredeyse hiç katkı alamadılar. Dennis Schroder ve Mike Scott rezalet oynadı, takımı baltaladılar desek yeridir. Takım halinde, belki de moral bozukluğunun etkisiyle, Cavs kadar istemiyor gibiydiler. Savunmada çok büyük açıklar verdiler; LeBron, Kyrie gibi isimler boyalı alandan çok rahat sayılar buldu.
Bu seride Cavs'in sezon ortası hamlelerinin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha görmüş olduk. LeBron'un oyunun her alanını domine etmesi bir kenara, onun bir an olsun frene bastığı anda J.R. Smith hemen devreye giriyor. Iman Shumpert savunmada herkesi rahatsız edebilecek kapasitesiyle çok yönlülük sağlıyor. Cavs adına parantez açmamız gereken bir diğer isim de Tristan Thompson. İnanılmaz bir hücum ribaundu sezgisi var. Cavs'in girmeyen her topunda onun eli mutlaka bir kez potadan dönen topa değiyor. Atlanta savunma ribaundu alırken normal maçlardan iki kat daha konsantre olmak zorunda olması gerekti ve bunun üzerine ribaund mücadelesindeki itişmeler de eklenince, hem mental hem de fiziksel anlamda rakibi yıpratmış oldu Thompson. Son olarak Kyrie Irving'in de sanki hiç sakatlanmamış gibi oynadığını belirtmek lazım. Maç başlar başlamaz bir turnike bir de üçlük yolladı. Sınırlı sürede sahada kaldığı bu maç geçen hafta iyi dinlendiğini bizlere gösterdi. Şimdi önlerinde takım halinde dinlenecekleri bir 9 gün bulunuyor. NBA finallerinde işleri çok daha zor olacak, bu uzun aranın ivmeyi kaybetmelerine sebep olmasını engellemeleri şart.
Atlanta da efsane geçen bir sezonu dün itibariyle bitirmiş oldu. Spurs mentalitesini fazlasıyla hissettiğimiz Budenholzer'ın sistemi önümüzdeki sezon kadronun şekillenme aşamalarına bağlı olarak daha güçlü geri dönecektir. Bu yıl sağlam bir tokat yediler, çıkarılacak çok fazla ders var.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder