2 Temmuz 2014 Çarşamba

Belçika 2 - 1 ABD


Son 30 dakikasını ve uzatmalarını izleyebildiğim Belçika-ABD maçı nefes kesti. Geleceğin takımı olarak gösterilen Belçika'nın turnuvanın başından beri oynadığı sıkıcı futboldan şikayet ederken, televizyonu açtığımda bir anda turnuvanın en dinamik oyunlarından biriyle karşılaştım. Oyuncuların çoğunun oldukça genç olması Belçika'ya özellikle hız anlamında büyük avantaj sağlıyor. De Bruyne, Hazard gibi oyuncuların oyunu yönetme becerilerinin yanında Mirallas'ın da kanatta durdurulamaz olduğuna şahit olduk. Topla beraber çok çabuk hareket edebilen bir futbolcu ve bu özelliğiyle ABD defansına zor anlar yaşattığını söyleyebiliriz. Ayrıca adını ilk kez turnuvada duyduğum Origi'yi de oldukça beğendim. Çok düzgün şutları var ve ayrıca saha içinde bir an olsun kaybolmadı, oyundan çıkana kadar sürekli onun adını duyduk. Tim Howard'ın efsanevi performansı dolayısıyla maç 0-0 sonuçlandı ve uzatmaya gitti.  Maçın önemli bir kısmının izlemememe rağmen Howard'ın 5-6 kurtarışına şahit oldum. 35 yaşında, belki de bir kalecinin olgunluğunun tavan yaptığı bu yaşta, adına yakışır bir performans sergiledi Howard. Bana kalırsa maçın uzatmaya gitmesinin de tek mimarı o. Ancak ABD'nin rezalet savunmasıyla daha fazla dayanamayacağı o kadar belliydi ki, uzatma başlar başlamaz golü yediler. Golün ardından baskıyı üzerlerinden atamayıp, bir tane daha yediler. Bu noktada Klinssman dahil olmak üzere herkes maçın bittiğini düşündü. Fakat ikinci golü yedikten hemen sonra Bradley'in mükemmel ortasına biraz da şansının yardımıyla çok düzgün vuran Green durumu 2-1'e getirdi. ABD adına 107. dakikada attıkları gole kadar ayakta kalan tek isim Tim Howard'dı. Bu noktadan sonra takım halinde inanılmaz bir efor sarfettiler ancak beraberliği sağlamayı başaramadılar.

Beşiktaş'taki vasat altı performansıyla hatırladığımız Jermaine Jones birçok kez topla buluştu ancak şut tercihleri çok kötüydü. Ayrıca pozisyonlardaki ısrarcılığı, tamamen bireysel hata kaynaklı top kayıplarına dönüştü. Oyunun son bölümlerinde iyiden iyiye bir hücum oyuncusu gibi oynadı ama çabası ve gerçekleştirdikleri arasında oldukça fark vardı diyebiliriz. Attığı birkaç nokta pası es geçmek olmaz elbette, ama ben genel olarak beğenmedim. ABD'de takımı sürükleyen oyuncu olarak Bradley'i sayabiliriz. Neredeyse tüm atakların yaratıcısı oydu. 90+1'de Wondolowski'nin kaçırdığı pozisyon ise akıllara zarardı. Belçika, ABD kalesini kuşatmaya almışken bir anda yakalanan bu yüzde yüzlük gol fırsatı kesinlikle değerlendirilmeliydi. 

Bugünkü maça kadar beğenmediğim Belçika'nın Arjantin karşısında şansı olduğunu düşünüyorum. Akşamüstü oynanan maçta Arjantin maçı kazansa da Belçika kadar komple bir oyun oynamadı. Hitzfeld, Behrami'yi maç boyu Messi'ye yapıştırarak onu yavaşlatmayı hatta zaman zaman durdurmayı bile başardı. Onun haricinde fark yaratabilecek tek oyuncu olarak Di Maria vardı sahada. Belçika ise bu maçta çok daha fazla silaha sahip bir görüntü çizdi. Belçika-Arjantin eşleşmesinde Belçika'nın şansı %51 diyebiliriz. 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder