Michael Finley geldi aklıma. Finley, en görkemli dönemini başka takımda yaşayıp, Spurs formasıyla şampiyonluk kazanan isimlerden biri. 2 kez All-Star olma başarısını yakaladığı Dallas formasının 1997-2001 yılları arasında en ağır işçisiydi Finley. Bu dört sezonda tek bir maç kaçırmamakla kalmayıp, tüm NBA genelinde en çok süre alan oyuncuydu. Bugün bile en güzel Mavs nostaljileri arasında yer alan Nowitzki-Nash-Finley üçlüsünün enerjik, skorer, atletik üyesiydi.
2005 yılı geldiğinde Finley ve Dallas Mavericks'in 8.5 sezondur süren birlikteliklerinin sonlanacağı kesin görünüyordu. NBA yönetimi, takım sahipleri ve oyuncu sendikası arasında imzalanan yeni toplu iş sözleşmesi takımlara lüks vergisi ödememeleri adına bir oyuncuyu serbest bırakma hakkı tanımıştı (amnesty clause). Dallas sezon içerisinde bir çok kez Finley'i Doğu takımlarına takas etmeye çalıştı (Steve Nash'i Suns'a kaptırmışlardı ve Finley'nin de Batı'daki rakiplerine gitmesini engellemek istiyorlardı.), ancak başaramadı. Sonunda takım sahibi Mark Cuban'ın direktifleri doğrultusunda Finley bu haktan faydalanılarak serbest bırakıldı. Kontratı gereği Dallas ona takip eden 3 sezonda toplam 52 milyon dolarlık ödeme yapacaktı ama amnesty hakkı sayesinde yaklaşık 90 milyon dolarlık vergiden tasarruf edeceklerdi. Nowitzki-Nash-Finley voltranı resmi olarak tamamen dağılmıştı.
Cuban'ın bu kararı sonrasında takımsız kalan Finley, günümüzde dev ihanetlere sebebiyet veren şampiyonluk yüzüğünün cazibesine kapılmıştı çoktan. 570 maç oynadığı Dallas formasıyla rakip potalara maç başına 20.2 sayı göndermek onu sahnenin en tepesine çıkarmamıştı. Finley yol ayrımına geldiğinde yeni takımında rolünün değişmesini çoktan kabullenmişti. Ana dişli olmayacaktı, kurulu sisteme adapte olmaktı esas hedef. Bunun yanı sıra eski kontratından daha küçük bir kontrata imza atacaktı, yani sahada ağır, pahada hafif bir oyuncu profiline sahipti. Şampiyonluk adayı tüm takımların iştahı kabardı ve süper yıldızlar onun yanına giderek ikna turları attılar. Son aşamaya gelindiğinde karşısında 3 seçenek vardı: Heat, Suns, Spurs. Finley'nin yakın arkadaşı Steve Nash önderliğinde dönemin en heyecan verici basketbolunu oynayan Phoenix Suns oldukça cazip bir seçenekti. Shaq'lı, Wade'li kadrosuyla Miami Heat de Finley'e kapılarını açmıştı. Ayrıca 5 milyon dolarla en iyi teklif onlara aitti. Ama Finley tercihini son şampiyon Spurs'ten yana kullandı. Spurs adına onunla tek bir kişi görüşmüştü ve ikna etmeye yetmişti: Gregg Popovich. İmzanın ardından Finley kendini şu sözlerle ifade etti:
"Şampiyon bir takımın parçası olacağım için heyecanlıyım. Hayatım boyunca şampiyonluğa hiç bu kadar yaklaşmamıştım. Geçtiğimiz sezonun tekrarlanması için takıma yardım etmeyi dört gözle bekliyorum."
2005-2006 sezonu başlarken, son şampiyona katılmış 32 yaşında eski bir All-Star olarak Finley, büyük amacına kendini hiç olmadığı kadar yakın hissediyordu. Spurs şampiyon kadroya onunla beraber Finley'nin Dallas'tan takım arkadaşı, bir başka eski All-Star Nick Van Exel'i katmıştı. Kağıt üzerinde bundan optimum bir senaryo düşünülemezdi. Normal sezonun birincisi Spurs oldu ama playofflarda işler istedikleri gibi gitmeyecekti. Finley'i rüyasından tanıdık bir ekip uyandırdı. Spurs konferans yarı finalinde Dallas'la eşleşti. Kimilerine göre NBA tarihinin en iyisi olan serinin sonucunda kazanan 4-3'le Dallas oldu. Son şampiyon konferans finalini göremeden elenmişti. Eski takım arkadaşları Finley'i tatile erken yollamakla kalmayacak, NBA Finali'ne çıkma başarısını gösterecekti. 2006 NBA Finalleri'nin Batı kanadında Finley'nin yıllarını verdiği ama hiç final göremediği Mavericks'in adı yazarken, Doğu şampiyonu da Finley'nin yazın reddettiği Heat olmuştu. Bir önceki yaz hayatının en önemli kararlarından birini vermiş Finley için tablo baştan aşağı pişmanlıklarla doluydu ancak geçmişi kafada yeniden kurgulamak manasızdı. 2006 şampiyonu Miami Heat oldu.
2006-2007 sezonunun en iddialı takımlarından biri yine San Antonio Spurs'dü. Kadroda majör değişiklik yapmayan Spurs, sayısal ifade edecek olursak
ekibin 84%'ünü korumayı seçmişti. Kariyerleri boyunca rol oyuncusu olmaktan öteye gitmemiş Jacque Vaughn ve Francisco Elson takımın en büyük hamleleriydi. Spurs organizasyonun vazgeçilmezi olan istikrar kartı yeniden oynanmıştı. Yavaş basketbolun üzerine inşa edilen muazzam savunma takımı, Pop önderliğinde yeni sezona başlıyordu. Normal sezonda Spurs'ten beklenti geçtiğimiz sezon olduğu gibi birinci olmasıydı ancak kimsenin bilmediği bir şey vardı, başka bir ekip tarih yazmayı kafasına koymuştu: Dallas Mavericks. Finley'nin duygu yoğunluğunu körüklercesine Dallas sezona bomba gibi girmişti. Geçtiğimiz sezon Batı'yı 4. tamamlamasına rağmen final oynayan ekibin 2006-2007'de adımlarını daha sağlam attığı çok uzaklardan belli oluyordu. Normal sezonu 67(!) galibiyetle lig birincisi olarak tamamladılar. Spurs ise Mavs ve Suns'ın arkasından Batı üçüncüsü oldu.
Sir Alex Ferguson'ın bikini tarifine benzetilen Spurs'ün normal sezon performansının Dallas'ın gümbür gümbür gelişini gölgelemesi imkansızdı. Finley bireysel anlamda da iyiden iyiye fetret devrine girmişti. Kariyerinde ilk kez çift haneli sayı ortalaması yakalayamadığı sezonda, yıllarını verdiği takımın şahlanışı izlemek sağlam bir psikoloji gerektiriyordu. Bütün dünya nasıl bir şeyle karşılaşacağından habersiz ekran başına koyuldu ve 2007 NBA Playoffları başladı. Son sıradan playoff yapan Golden State Warriors, normal sezonda kendilerinden 25 galibiyet fazla alan Dallas'a ilk turda bir sürpriz hazırlamıştı. Normal sezon birincisi, son finalist Mavs 8. sıradan giren Warriors'a ilk turda elendi. Warriors'ın onların panzehiri olduğu her zaman konuşuluyordu ama bu kadarını kimse beklemiyordu. Serinin 6. ve son maçını 25 sayı farkla kazanan Warriors normal sezondaki galibiyet farkına göz kırparak en büyük favoriyi evine yolluyordu.
Mavericks tarihinin en büyük travması esnasında Spurs'ün ilk turdaki rakibi Allen Iverson'lı, Carmelo Anthony'li kadrosuyla Denver Nuggets'tı. Normal sezonu rölantide geçiren Finley bu seride sahneye çıktı. Spurs'ün ikinci tura yükseldiği maçta 9'da 8 üçlük isabeti ile Nuggets potasına 26 sayı bırakarak 34 yaşında içinde yanan şampiyonluk ateşini herkese hissettirdi. Spurs, Nuggets'ın ardından Nash-Amare önderliğindeki Phoenix Suns'ı saf dışı bıraktı. Normal sezonda maç başına 22 dakika oynayan Finley, bu seride ortalama 32 dakika sahada kalarak eski dostu Nash'in hüsrana uğramasında büyük pay sahibi oldu. Konferans finalinde karşılaşılan Utah Jazz, Spurs'ten yalnızca 1 maç alabildi. Finalde toy LeBron önderliğindeki Cavs ise tek maç dahi alamadı ve Spurs 2007 NBA şampiyonluğuna ulaştı. Finley de Spurs amblemli yüzüğünü parmağına taktı. Nowitzki-Nash-Finley triosunun ilk yüzük kazananı o olmuştu.
Şampiyonluk sonrası 2.5 sezon daha Spurs'te forma giyen Finley, 2009-2010 sezonu ortasında kendi ricası üzerine serbest bırakıldı ve son bir başarı umuduyla Boston Celtics'e katıldı. Orada geçirdiği yarım sezonun ardından emekli oldu. Spurs zamanlarından geriye güzel hatıralar ve sıkı dostluklar kaldı. Bugün Fransa Basketbol Ligi'nin son şampiyonu olan ASVEL'in sahibi Tony Parker. Finley de takımın küçük hissedarı. Dallas kanadında da iyi haberler var. Mark Cuban'la araları düzeldi ve İşletme mezunu olan Finley Dallas yönetiminde görev almaya başladı.
Kendi açımdan bakacak olursam; Finley gibi harika bir karakterin Spurs formasıyla bir şampiyonluğu olması her daim yüzümü güldürecek. Gerek Dallas, gerekse Spurs formasıyla onu izlemek bizler adına unutulmazdı. İnsanın temel ihtiyaçlarından biri saygı görmek, Finley de normal bir insandan kat kat daha fazla saygı gördü. Ama ben onun adına bir tık fazlasını istiyorum; umarım Dallas 4 numaralı formasını emekliye ayırır. Bunu hak ediyor.